DANYAL
ALEYHİSSELÂM
Danyal
Aleyhisselâmın Resul Olmayan Bir Nebi (Peygamber) Oluşu:
Danyal
Aleyhisselâmın Esir Edilerek Babile Götürülüşü:
Danyal
Aleyhisselâmla Üç Arkadaşının Zindana Atılışı:
Danyal
Aleyhisselâmın Buhtunnassar Katında Yüksek Bir İtibar Kazanışı:
Danyal
Aleyhisselâm’ın Buhtunnassar’dan Sonraki Durumu:
Enbiya
Suretlerinin Danyal Aleyhisselâm Tarafından İpek Kumaşlara Çizilişi:
Danyal
Aleyhisselâmın Vefatı, Cesedi Ve Kabri:
Danyal Aleyhısselamın Soyu: Başa
Dön
Danyal b.Hızkıl’ül ‘asgar[1],
Peygamber oğullarından[2],
Süleyrnan b.Dâvud Aleyhisselamların soyundandı. [3]
Danyal Aleyhisselâmın Resul Olmayan
Bir Nebi (Peygamber) Oluşu: Başa Dön
Hz. Ali, Danyal Aleyhisselâm
hakkında: “O, Resul olmayan bir Nebî idi.” demiştir. [4]
Danyal Aleyhisselâmın Esir Edilerek
Babile Götürülüşü:
Başa Dön
Bâbil hükümdarı Buhtunnassar’ın,
Beytülmakdis’i, yıkarak İsrail oğullarının çocukları arasından seçip
kumandanlarına paylaştırdığı[5] esir
çocuklar arasında Danyal Aleyhisselâm da, bulunuyordu. [6]
Danyal Aleyhisselâmla Üç
Arkadaşının Zindana Atılışı: Başa Dön
Bâbil halkı, Buhtunnassar’a baş
vurarak;
“İsrail oğullarından esir
edilen şu çocukları, bize vermeni, senden istemiştik.
Sen de, onları, bize vermiştin.
Vallahi, onlar, bizim yanımızda
olalıdanberi, kadınlarımızın, bizi tanımadıklarını, onlarla ilgilendiklerini
ve yüzlerini, onlara çevirdiklerini görüyoruz.
O çocukları, ya bizim aramızdan
çıkar, al, ya da, onları, öldür!” dediler. Buhtunnassar:
“İçinizden, her kim,
elindekini öldürmek isterse, öldürsün!” dedi.
Öldürülmek üzere çıkarılıp sağ
bırakılmaları için, Allâha, yalvarmaları üzerine, Buhtunnassar tarafından sağ
bırakılan Danyal Aleyhisselâmla Hananya, Azarya ve Mişaye[7]
Bâbil Zindanına atılmışlardı.[8]
O sırada, Buhtunnassar; bir rü’yâ
görmüş[9],
fakat, gördüğü rü’yada görüp te, kendisini şaşırtan şeyi unutmuştu. [10]
Buhtunnassar, gördüğü rü’yadan,
korkmuştu.
Sihirbazlarla Kâhinlerden, bunun,
yorumunu sormuşsa da, onlar, yorama-mışlardı.
Danyal Aleyhisselâm, arkadaşlarıyla
birlikte zindanda bulundukları sırada, bunu, işitti.
Zindancı; Danyal Aleyhisselâmın hal
ve gidişatındaki güzelliği ve doğruluğunu görüp hoşuna gitmekte ve kendisine
sevgi göstermekte idi.
Danyal Aleyhisselâm, ona:
“Sen, bana bir iyilik yap:
Sahibinizin katında aracı ol da, görmüş olduğu rü’yâ-yı, ona yorayım.”
dedi.
Zindancı, gidip Danyal
Aleyhisselâmın dileğini, Buhtunnassar’a haber verdi. [11]
Bunun üzerine, Buhtunnassar,
Peygamber oğullarından[12]
Danyal Aleyhisselâmla üç arkadaşını huzuruna çağırdı. [13]
Buhtunnassar’ın önünde, ona, secde
etmedikçe, hiç kimse duramazdı.
Fakat, Danyal Aleyhisselâm, onun
önünde secde etmeksizin ayakta durdu.
Buhtunnassar, ona:
“Seni, bana, secdeden alıkoyan
nedir?” diye sordu.
Danyal Aleyhisselâm:
“Benim bir Rabb’im var ki,
bana, ilim ve hikmet verdi.
Kendisinden başkasına secde
etmememi de, bana, emretti.
Ben, kendisinden başkasına secde
edersem, Onun, bana verdiği ilmi, benden çekip almasından ve beni, helak etmesinden
korkarım!” dedi.
Buhtunnassar; Danyal Aleyhisselâmın
verdiği cevaba hayret etti ve:
“Evet! Secde yapma! Sen,
ahdine vefa etmekle, çok iyi etmiş ve sana verilen ilmin şerefini yükseltmiş,
gözetmiş oluyorsun.” dedikten sonra:
“Sende, şu gördüğüm rü’yânın
ilmi ve yorumu var mıdır?” diye sordu.
Danyal Aleyhisselâm:
“Evet!” dedi. [14]
Buhtunnassar:
“Görmüş olduğum rü’yâyı,
sonra, bana isabet eden bir şeyden dolayı, unuttuğum, beni hayrette bırakan o
şeyin ne olduğunu, bana, haber verinizi” dedi.
Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:
“Sen, o rü’yâyı, bize haber
ver de, biz, sana, onun yorumunu, haber verelim.” dediler.
Buhtunnassar:
“Ben, or\u, t\a\wlayam\YOvum. [15]
Eğer, siz, bana, onu, onun
yorumunu, haber vermezseniz, omuz kemiklerinizi, sökeceğim!” dedi.
Danyal Aleyhisselâmla üç arkadaşı,
Buhtunnassar’ın huzurundan çıktılar.
Allah’a, düa ettiler. Tazarru ve
niyazda bulundular. [16]
Kendilerine, yardım etmesini[17],
sorulan şeyin öğretilmesini, dilediler.
Yüce Allah da, onlara, sorulan şeyi
öğretti.
Onlar, hemen Buhtunnassar’ın
huzuruna vardılar. Ona:
“Sen, bir heykel
görmüşsün!” dediler.
Buhtunnassar:
“Doğru söylediniz!” dedi.
Danyal Aleyhisselâm ve arkadaşları:
“O heykelin iki ayağı ve iki
bacağı: seramikten,
İki dizi ve iki baldırı: bakırdan,
Karnı: Gümüşten,
Göğsü: Altından,
Başı ve boynu: Demirdendi!”
dediler. [18]
Buhtunnassar:
“Doğru söylediniz!” dedi. [19]
Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:
“Sen, onu, hayretle seyredip
durduğun sırada, Allah, onun üzerine, gökten, bir kaya saldı da, onu,
ufatıverdi!
İşte, sana, rü’yânı unutturan da,
bu idi.” dediler.
Buhtunnassar:
“Doğru söylediniz!” dedi
ve:
“Peki, bu rü’yânın yorumu,
nedir?” diye sordu.
Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:
“Bu rü’yânın yorumu, şöyledir:
Sana, kralların kudret ve tasarruf
durumları gösterilmiştir ki, onlardan, bazısının kudret ve tasarrufu,
bazısından, daha gevşek ve yumuşaktı.
Bazısının, kudret ve tasarrufu,
bazısından, daha güzeldi. Bazısının kudret ve tasarrufu da, bazısından, daha
sert ve katı idi.
İlk kudret ve tasarruf: Seramik
olup o, kudret ve tasarrufun en zaifi ve gevşeğidir.
Sonra, onun üstünde bakır olup o,
öncekinden daha üstün ve daha serttir. Sonra, bakırın üstünde gümüş olup o,
bakırdan daha üstün ve daha güzeldir. Sonra, gümüşün üstünde altun olup o,
gümüşten daha güzel ve daha üstündür.
En üstünde bulunan demir, senin
kudret ve tasarrufundur ki, o, hükümdarların en katısı ve kendisinden önce
olanların en kudretlisidir. [20]
Senin görmüş olduğun ve üzerine,
gökten Allah’ın salıp heykeli yere seren Kaya ise, Allanın, (semâdan indireceği
Kitabla) Âhir zamanda[21]
göndereceği bir Peygamberdir ki, o, hepsini ufatacak, emir, onun olacak, ona,
varıp dayanacaktır!” dediler. [22]
Danyal Aleyhisselâmın Buhtunnassar
Katında Yüksek Bir İtibar Kazanışı: Başa Dön
Danyal Aleyhisselâm;
Buhtunnassar’ın rü’yâsını[23], haber
verdiği[24] ve
yorduğu zaman[25],
Buhtunnassar, ona ve onun arkadaşlarına, çok ikram etti.
Danyal Aleyhiselâmı, sık sık,
huzuruna kabul eder[26],
yapacağı işleri, ona[27] ve
onun arkadaşlarına[28]
danışırdı. [29]
Danyal Aleyhisselâmı, üstün
mevkilere getirdi. [30]
Danyal Aleyhisselâm,
Buhtunnassar’ın yanında, insanların en şereflisi ve en sevgilisi olmuştu. [31]
Danyal Aleyhisselâm’ın
Buhtunnassar’dan Sonraki Durumu: Başa Dön
Rivayete göre: Buhtunnassar’la onun
daha üstü olan Büyük kıral Lührasp öldükten sonra, yerine, Beştasp b.Lührasp
geçmişti.
Beştasp; Şam ülkesinin harap bir
halde bulunduğunu[32],
Filistin toprağında vahşî, yırtıcı hayvanların çoğaldığını[33]
ve orada, insanlardan hiç kimse kalmadığını işitince:
“BabiJ toprağında bulunan
İsrail oğullarından, Şam’a dönmek isteyen kimseler, dönsün!” diye nida
ettirmiş, Dâvud oğulları Hanedanından bir Zâtı da, onların üzerine kıral
yaparak kendisine, Beytülmakdis’i imâr etmesini[34]
ve Beytül-makdis Mescid’ini yapmasını emretmişti. [35]
Diğer rivayete göre;
İran hükümdarı Behmen, Babil Valisi
Ahşu Yereş’e yazı yazarak, İsrail oğullarına yumuşak davranmasını,
kendilerinin, istedikleri yerlere gönderilmelerine, memleketlerine dönmelerine
müsâade edilmesini ve kendilerinin seçecekleri kimseyi, başlarına koymasını
emretmişti. [36]
Danyal Aleyhisselâm’la Hananya,
Azarya ve Mişayel, Beytülmakdis’e gitmek için Ahşu Yereş’ten izin istemiş
idiyseler de, izin vermeğe yanaşmamış[37] ve:
“Benim yanımda, sizin gibi,
bin Peygamber bulunsa, ben, sağ oldukça, onlardan, bir tanesini bile, yanımdan
ayırmam” demiş[38], Danyal
Aleyhisselâmı, Devletin Kadılık işlerile birlikte kendisinin her işini
yürütmeğe memur etmişti.
Hattâ, Buhtunnassar’ın,
Beytülmakdis’ten aldığı, hazinelerde saklanan her şeyin çıkarılıp
Beytülmakdis’i iade edilmesini ve Büytalmakdisin, onunla, yeniden yapılmasını
da, ona, emretmiş ve yapılmıştı. [39]
Enbiya Suretlerinin Danyal
Aleyhisselâm Tarafından İpek Kumaşlara Çizilişi: Başa
Dön
Âdem Aleyhisselâm, çocuklarından
gelecek Peygamberleri görmeyi, Rabbın-dan, dilemiş, Yüce Allah da, onların
suretlerini[40], Cennet
ipeklerinden kumaşlara[41], onun
için[42]
çıkarttırıp[43]
kendisine indirmişti[44].
Bunlar; Âdem Aleyhisselâmın,
güneşin battığı yerdeki Mahzeninde saklı bulunuyordu. [45]
Zülkarneyn Aleyhisselâm, onu, ele
geçirdi[46]
Âdem Aleyhisselâmın Mahzeninden
çıkarıp[47]
Danyal Aleyhisselâma verdi. [48]
Danyal Aleyhisselâm da, onlara göre[49],
bu sûretleri[50], ipek
kumaşlara[51]
çizdi. [52]
Danyal Aleyhisselâmın çizmiş olduğu
bu suretler, Zülkarneyn Aleyhisselâmın ele geçirdiği suretlerin aynı idi. [53]
Zülkarneyn Aleyhisselâm tarafından
verilen suretlere göre Danyal Aleyhisselâmın ipek kumaşlar üzerine çizmiş
olduğu, Âdem Aleyhisselâmdan, Muhammed Aleyhisselâma kadar olan bazı
Peygamberlerin suretleri[54],
kraldan krala -tevarüs sûretile- geçerek Kayser Herakliüse kadar gelip erişmiş[55],
o da, onları, Sandığından birer birer çıkarıp Hz. Ebû Bekr’in Elçilerine
göstermişti. [56]
(Tafsilât için Medine Devri I.
cildin 294-304. sahifelerine bakınız.)[57]
Danyal Aleyhisselâmın Vefatı,
Cesedi Ve Kabri:
Başa Dön
Danyal Aleyhiselâm, bir müddet,
Bâbil’de oturdu. [58]
Bâbil’den ayrıldıktan sonra,
Huzistan’ın[59] Sus[60]
nahiyesinde kaldı. [61] Orada,
vefat etti. [62]‘ Ona ve gönderilen bütün
peygamberlere selâm olsun!
Kendisinin cesedi[63]
kabri[64]
Sus’tadır.[65]
Yüce Allah; Hz. Ömer’in Halifeliği
zamanında Sus şehrini, Ebû Mûsâ El Eş’a-rî’nin eliyle feth etti.
Ebû Mûsâ, Sus kralı Sabur’u,
öldürdü.
Sus şehrini, kuşattı.
Şehirde bulunan şeyleri, Sabur’un
mal ve mülklerini ganimet olarak aldı.
Mal depolarını, dolaşıp onların
içinde bulunanları, alırken, bir meydanda, kilitli bir depoya rastladı ki,
deponun kilidi, kalayla mühürlenmişti.
Ebû Mûsâ, Sus halkına:
“Bu depoda ne vardır?
Ben, onun kilidinin de, kalayla
mühürlenmiş olduğunu görüyorum.” dedi.
Sus halkı:
“Ey Emîr! Onun içinde, sana
yarayacak bir şey yoktur!” dediler.
Ebû Mûsâ:
“Onun içinde ne olduğunu,
muhakkak, benim, bilmem lâzım!
Deponun kapısını açınız da, içinde
ne vardır bir bakayım?” dedi.
Kilidi, kırdılar ve kapıyı açtılar.
Ebû Mûsâ, depoya girip bakınca:
Uzun, havuz gibi oyulmuş bir taş ve
içinde de, altun sırma ile dokunmuş bir kefenle kefenlenmiş, başı açık, ölü bir
adam gördü!
Ebû Musa da, yanında bulunanlar da,
ölü zatın boyunun uzunluğuna hayrette kaldılar.
Sonra, onlar, onun burnunu,
karışladılar.
Bir karıştan fazla olduğunu
gördüler.
Ebû Mûsâ, Sus halkına:
“Yazıklar olsun size! Kim bu
adam?” diye sordu.
Sus halkı:
“Bu adam, Iraklıdır.”
Irak halkı, yağmurları kesildiği
zaman, bununla, tevessül eder, yağmurla sulanmak isterler, yağmurla
sulanırlarmış!
Iraklıların kuraklığa uğramadıkları
sırada, biz, yağmursuzluktan, kuraklığa uğramışız.
Iraklılara adam salıp onu vesile
kılarak yağmur dileyelim diye bize, onu, yollamalarını, istemişiz.
Iraklılar, göndermeğe yanaşmayınca,
yanlarında elli adam rehin bırakıp bunu, beldemize getirmiş, kendisile tevessül
ederek yağmur dilemiş, yağmurla sulanmışız.
Kendisini, Iraklılara iade etmemek
görüşüne varmışız.
Kendisi de, ölüm döşeğine düşünceye
kadar yanımızda oturmuş ve vefat etmiş.
İşte, onun kıssası ve hali, böyle
imiş.” dediler.
Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus’ta bir
müddet oturdu.
Hz. Ömer’e bir yazı yazıp Sus
şehrinden, Allah’ın, kendilerine nasib ettiği şeyleri haber verdi ve ölü zâtın
işini de, yazısında, yazdı.
Yazı, varıp Hz. Ömer, onu,
okuyunca, Eshabın Ulularını, yanına çağırdı.
Onlara, ölü zat hakkında bir
bilgileri olup olmadığını sordu.
Onlardan hiç birinde, onun hakkında
bir bilgi bulamadı.
Ancak, Hz.Ali:
“Bu Zat, Danyal Hakîmdir.
Kendisi, Resul olmayan bir Nebîdir.
Eski zamanda, Buhtunnassar’ın ve
ondan sonraki krallardan bazısının yanında bulunmuştu.” dedi ve onun, başından
sonuna ve vefatına kadar kıssasını anlattıktan sonra:
“Sahibine (Ebû Musa’ya) yaz!
Onun üzerine, cenaze namazını kılmasını ve onu, Sus’luların erişemeyecekleri
bir yere gömmesini, kendisine, emret!” dedi.
Hz.Ömer, bunu, Ebû Musa’ya yazdı. [66]
Yazısında:
“Onu, beyaz Kabatî bezinden
kefene sar, ve kefene, koku sür.
Üzerine, cenaze namazı kıl.
Sonra, onu, Peygamberlerin
gömüldüğü gibi, göm!
Malına, bak. Onu, Müslümanların
Beytülmal’ına koy!” dedi. [67]
Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus
ırmağının yolunu, başka bir yola çevirip akıtmalarını, Sus halkına emretti.
Sonra, Danyal Aleyhisselâmın
üzerinde bulunan kefenden başka bir kefene sarılmasını, emretti.
Sonra, yanında bulunan
Müslümanlarla birlikte onun cenaze namazını kıldı. Suyu çekilen ırmak yatağının
ortasına kabrini kazdırıp, kendisini gömdürdükten sonra, ırmağı eski yoluna
çevirterek onun üzerinden akıttı. [68]
[1] Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.38,40,
İBn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.107,117
[2] Taberî-Tarih c.1,s.289, c.2,s.15.
[3] ibn Habîb – Kitabülmuhabber s. 390.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları:
2/269.
[4] Sâlebî – Arais s. 341.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları:
2/269.
[5] Taberi – tarih c. 1, s. 289.
[6] ibn Kuteybe Maarif s. 22 – 23, Dineveri el Ahbar S. 23
Taberî Tarih c. 1, s. 289, Salebi Arais s. 335, İbn Esir Kamil c.1, s.265,
Muhyiddin b. Arabî Muhadaratülbrar c. 1, s. 136.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları:
2/269.
[7] Taberi Tarih c.1, s.290.
[8] Sâlebî-Arais s.338.
[9] Taberi Tarih c.1, s.289, Sâlebî Araisb s. 338, ibn
Esir Kamil c.1, s.266.
[10] Taberî Tarih c.1, s.289, Esir Kâmil c.1, s.266.
[11] Sâlebî Arais s. 338.
[12] Taberi Tarih c.1, s.289.
[13] Taberî tarih c.1, s.289, ibn Esir c.1, s.266.
[14] Sâleî Arais s.338.
[15] Taberî Tarih c.1, s.289.
[16] Taberî Tarih c.1, s.289-290, ibn Esir Kâmil c.1,
s.266.
[17] Taberî Tarih c.1, s.289.
[18] Taberî Tarih c.1, s.290, İbn Esîr, c.1, s.266.
[19] Taberî Tarih c.1, s.290.
[20] Taberî Tarih c.1, s.290, Esir Kâmil c.1, s.266.
[21] Sâlebî Arais s.339.
[22] Taberî Tarih c.1, s.290, ibn Esîr Kâmil c.1, s.266.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları:
2/269-272.
[23] ibn Kuteybe Maarif s. 22, Sâlebî Arais s.339.
[24] Sâlebî Arais s.339.
[25] İbn Kuteybe Maarif s.22, Sâlebî Arais s.339.
[26] Sâlebî Arais s.339.
[27] Sâlebî Arais s.339, ibn. Esîr-Kâmil c.1, s.266-267.
[28] İbn. Esîr-Kâmil c.1, s.266-267.
[29] Sâlebî Arais s.339, İbn. Esîr-Kâmil c.1, s.266.
[30] ibn. Kuteybe-Maarif s.23.
[31] Sâlebî Arais s.339.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları:
2/272-273.
[32] Taberî Tarih c. 1 s.281, Ibn Esîr Kâmil, c.1, s.269,
Ebülfida Elbidaye vennihaye c.2, s.42.
[33] Taberî Tarih c.1 s.281, Ebülfida Elbidaye vennihaye
c.2, s.42.
[34] Taberî Tarih c.1 s.281, ibn Esîr Kâmil c.1, s.269,
Ebülfida Elbidaye vennihaye c.2, s.42.
[35] Taberî Tarih c.1 s.281.
[36] Taberî Tarih c.1 s.283, Ibn Haldun Tarih c.2, ks.1, s.
109.
[37] Taberî Tarih c.1 s.284, Ibn Esîr Kâmil, c.1, s.268,
Ibn Haldun Tarih c.2, ks.1, s.108.
[38] Taberî Tarih c.1 s.284, Ibn Esîr Kâmil c.1, s.268.
[39] Taberî Tarih c.1 s.284, Ibn Esîr Kâmil c.1, s.269, Ibn
Haldun Tarih c.2, ks.1, s.108,109.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları:
2/273.
[40] Ebû Nuaym Delâilünnübüvve c.1, s.22, Beyhakî
Delâilünnübüvve c.1, s.291, Ebülferac İbn Cevzi Elvefa c.2, s.731, Muhyiddin b.
Arabî Muhâdaratül ebrar c.1, s.104, Zehebî Tarihulislam c.2, s.374, Hâkimden
naklen Ebülfida Tefsir c.2, s.253, A.Aliyyülmüttakî Kenzül’ummal c.12, s.471.
[41] Ebû Nuaym Delâil c.1, s.22, Ebülferec Elvefa c.2,
s.731, ibn Arabî Muhâdara c.1, s.104.
[42] Muhyiddin b. Arabî Muhâdaratülebrar c.1, s.104.
[43] Ebâ Nuaym Delâil c.1, s.22, Ebülferac Elfvefa c.2,
s.731, İbn Arabî 104.
[44] Beyhakî Delâil c.1, s.291, Zehebi Tarihulislam c.2,
s.374, Ebülfida Tefsir c.2, s.253, Kenzülummal c.12, s.471.
[45] Beyhaki Detail c.1, s.291, Elvefa c.2, s.731, Muhâdara
c.1, s.104, Zehebî c.2, s.374, Ebülfida Tefsir c.2, s.253.
[46] Ebû Nuaym Delaîlünnübüvve c.1, s.22, Ebülferec İbn
Cevzi Elfvefa c.2, s.731.
[47] Ebû Nuaym Delâil, c.A, s.22, Beyhatö Delâilünübüvve
c.1, s.291, Ebülferec Elvefa c.2, s.731, Muhyiddin b. Arabî-Muhâdara c.1,
s.104, Zehebî-Tarihulislâm c.2, s.374, Hâkimden naklen Ebülfida Tefsir c.1,
s.22.
[48] Beyhakî Delâil c. 1, s.291, Zehebî-Tarihulislâm c.2,
s.374, Hâkimden naklen Ebülfida-Tefsir c.2, s.253, Diyar Bekri Hamîs c.1, s.22.
[49] Ebû Nuaym Delâil c.1, s.22, İbn Arabî Muhâdara c.1,
s.104.
[50] Ebû Nuaym Delâil c.1, s.22, Ebülferec Elvefa c.2,
s.731, ibn Arabî Muhadara c.1, s.104.
[51] Zehebî Tarihulislam c.2, s.374, Kenzülummal c.12,
s.471, Diyar Bekrî Hamiş c.1, s.22.
[52] Ebû Nuaym Delâil c.1, s.22, Ebülferec Elvefa c.2,
s.731, İbn Arabî Muhadara c. 1, s.104, Zehebî Tarihulislam c.2, s.374.
[53] Ebü Nuaym Delâil c.1, s.22, Ebülferec Elvefa c.2,
s.731, İbn Arabî Muhadara c.1, s.104, Zehebî Tarihulislam c.2, s.374,
Kenzülummal c.12, s.471, Diyar Bekrî c.1, s.22.
[54] Ebû Nuaym Delâil c.1, s.21-23, Beyhakî-Delâil c.1,
s.287-291, Ebülferec Elvefa c.2, s.731, İbn Arabî Muhadara c.1, s.100-104,
Zehebî Tarihulislam c.2, s.366-374, Hâkimden naklen Ebülfida-Tefsir c.2,
s.252-253, Diyar Bekrî Hamîs c.1, s.22.
[55] Dineverî El’ahbar s. 19, Zehebî Tarihulislam c.2,
s.374.
[56] Dineverî El’ahbar s.18-19, Ebû Nuaym-Delâil c.1,
s.21-23, Beyhaki Delâil. c.1, s.287 – 291, Ebülferec Elvefa c.2, s.729 – 731,
Muhyiddin b. Arabî Muhadara c.1, s. 100 -104, Zehebî-Tarihulislâm c.2,
s.366-374, Hâkimden naklen Ebülfida Tefsir c.2, s.252-253, Diyar Bekrî Hâmis
c.1, s.22.
[57] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet
Vakfı Yayınları: 2/273-274.
[58] Şâlebî Arais s.340.
[59] İbn Esir kâmil c.1, s.268
[60] İbn Kuteybe Maarif s.23. Salebi Arais s.340, İbn Esîr
Kâmil c.1, s.268
[61] İbn Kuteybe Maarif s.23
[62] Dineverî El’ahbar s.23, Salebi Arais sb.340, İbn Esîr
Kâmil c.1, s.268.
[63] Dinever! El’ahbar s.48.
[64] İbn Kuteybe Maarif s.23, BeyhakiDelâilünübüvvec.1,
s.292, Muhyiddinb. ArabîMuhâdaratülebrarc.1, s.136.
[65] İbn Kuteybe Maarif s.23, Dineveri El’ahbar s.49,
Beyhaki Delâil c.1, s.292, Muhyiddin b. Arabi Muhadaratüleb-rar c.1, s.136.
[66] Sâlebî Arais s.340-341.
[67] A. Aliyyülmüttakî Kenzül’ummal c.12, s.482.
[68] Sâlebt Arais s.341.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları:
2/274-276.